Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nurettin Şahinli

PROİNFLAMATUAR VE ANTİİNFLAMATUAR BESLENME..

Beslenme, yaşam tarzımızın önemli bir parçası ve sağlığımızın korunmasında çok yüksek bir etkiye sahiptir. Sağlıklı beslenme, vücutta oluşan üreme süreçlerini etkileyerek, kronikleşen hastalığın korunmasına yardımcı olabilecek kritik bir faktördür. Bu noktada proinflamatuar ve antiinflamatuar olarak ifade edilen kavramlar ortaya çıkmaktadır.

İnflamasyon; Vücudumuzda olumsuz bir gelişme sonrası biyokimyamızda değişen yenileşme süreci olarak nitelendirebiliriz. Akut dönemlerde koruyucu bir etki olarak bilinse de uzayan süreçte eğer inflamasyon devam ediyorsa vücuda zarar vermeye başlamaktadır. Yani kısaca değerlendirecek olursak inflamasyon, vücudun kendini korumak için verdiği tepkidir. Bu tepki uzadığı zaman ne yazık ki çok fazla savaş verdiği için bu sefer insan vücuduna zarar vermeye başlar.  Örnek olarak diyabet hipertansiyon ve haşimato gibi oto-imümin hastalıklar inflamasyonla ilişki olduğu düşünülmektedir.

Pro-inflamatuvar beslenme modeli nedir?  sağlıklı mıdır?

Doymuş hayvansal yağlar ,trans yağlar , kırmızı et, kızartma ,gluten içeren besinler, basit karbonhidratlar (şeker ve şekerleme türevi)  tuz,  ve işlenmiş ürünler yönünden zengin gıdalar ile beslenmeyi  sürdürülmesi şeklidir. Bu tarzda beslenmeye fazla ağırlık veren toplumlar inflamasyonu tetikleyerek ve şiddetini arttırarak kronik hale gelmesine neden olmaktadır.

Sağlıklı değildir. !  Çünkü bu şekilde inflamasyon sürecini uzattığınız için vücuttaki iltihap enfeksiyon ve hastalık uzamış hale gelir. ,

Trans Yağlar : Proinflamatuar etkileriyle bilinen trans yağlar, fast-food ürünleri, kızartmalar ve hazır yiyeceklerde yaygın olarak bulunur. Karaciğer ve kalp etrafında yağlanma oluşumuna önemli derecede olumsuz etkisi olan trans yağlar kardiyak hastalık riskini de arttırmaktadır.

Basit karbonhidratlar : Beyaz un ve şeker gibi basit karbonhidratlar , yüksek glisemik indeksli gıdalardır. Glisemik indeksi yüksek olan gıdalar vücuda alındıktan sonra kan şekerini bir anda hızla yükselteceğinden kısa süre sonra yeniden aynı hızla düşürecektir. Bu durum kişinin kan glikoz düzeyini bozduğu için gün içinde yaşam kalitesini düşürür.

Doymuş Yağlar ve Kırmızı Et : Hayvansal yağlar ve kırmızı et aşırı tüketiminde kan kolestrerol seviyesi artar buda kardiyak riski arttırmaktadır.

Anti-inlamatuvar beslenme modeli nedir?  sağlıklı mıdır?

Evet Sağlıklıdır. Akdeniz diyeti olarak da tanımlanan anti-inflamatuar beslenme proinflamatuvar diyete karşı tam tersine bitkisel kaynaklardan doğal  ve lifli besinlerden oluşan beslenme tarzıdır.  Buna karşı gluten ve kazainden fakirdir. Sebze, meyve, mantar, baklagiller ,balık,  deniz ürünleri , baharat zeytinyağından oluşan beslenme tipidir bu beslenme ile kalp krizi riski ve felç riskinin azaltıldığı birçok günlük çalışma mevcuttur

Antiinflamatuar beslenme, Metabolizma dostu  sindirimi kolay ,emilebilir ve insan sağlığı açısından sağlıklı yağların bulunduğu bir beslenme tarzını benimser. Bu besinler, antioksidan ,vitamin ve mineral açısından oldukça zengin içeriğe sahiptir.

Meyve ve Sebzeler : Özellikle zengin vitamin ve mineral deposu olmaları sebebiyle mutlaka her gün taze meyve ve sebzeler en az 2 porsiyon olmak üzere tüketilmelidir. Sindirim sistemini düzenleyici rolü yüksek olması nedeniyle Anti-inflamatuar dır.

Omega-3 Yağ Asitleri : Omega-3 yağ asitleri, somon, sardalye, keten tohumu ve chia tohumu gibi gıdalarda bulunur. Bu yağlar vücutta doğal şekilde emilebilir ve sindirilebilir yağlardır. Aynı zamanda kalp sağlığı ve beyin aktivasyonunu arttırdığı bilinmektedir.

Kuruyemişler ve Tohumlar : Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler ve chia tohumu, keten tohumu gibi tohumlar, sağlıklı yağlar ve antioksidanlar bakımından zengindir. Antiinflamatuar içeriğine sahiptirler.

Zeytinyağı : Zeytinyağı, antiinflamatuar özelliklere sahip sağlıklı bir yağdır. Zeytinyağı tüketen toplumlarda kardiyo-vasküler hastalık görülme sıklığı azdır. Karaciğer yağlanması yapmaz ve Kalp-damar sağlığı açısından olumlu bir çok yönü vardır.

Proinflamatuar ve antiinflamatuar beslenme modelleri vücuttaki inflamasyon süreçlerini ve bunların sağlığınız için önemli özelliklerini temsil eder. Sağlıklı bir yaşam için, proinflamatuar besinleri sınırlamak ve antiinflamatuar besinleri ise arttırmak gerekir.

Unutulmamalıdır, her bireyin beslenme ihtiyaçlarının farklıdır. Bu nedenle, mutlaka kişiler  bireysel ihtiyaçlarına ve sağlık açısından durumuna uygun bir beslenme planı oluşturmak için bir Diyetisyene Mutlaka başvurmalıdır. Sağlıklı ve Umut dolu günlerde görüşmek üzere…Sevgiyle kalın .

Nurettin ŞAHİNLİ / Beslenme ve Diyet Uzmanı – Umut Psikoloji ve Diyet Klinik Müdürü

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER