Klinik sağlık psikoloğu, evlilik ve aile terapistiyim. Aynı zamanda da Fatih Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesiyim.
Çeşitli uzmanlık alanlarım var ancak burada hepsini listeleyerek sizleri sıkmak istemem, çalıştığım alanları web sitemden ulaşabilirsiniz.
Sağlık psikoloğu ve aile terapisti olarak bir konu ciddi anlamda dikkatimi çekiyor. Biz millet olarak her türlü problemimiz için “hap çözüm” arıyoruz. Hap çözümden bahsederken fiili olarak bildiğimiz ilaçları kastetmiyorum.
Aksine yıllar boyunca birikim sonucunda gelişmiş olan bir olay için kısa yoldan kolay çözüm arıyoruz. Aile içindeki iletişimsizlikten tutun da çocuklara zamanında konulmayan sınırların uzun vadede doğurduğu sorumsuzca davranışlara kadar uzanan bir yelpazeden bahsediyorum.
Kültürümüzde şöyle bir anlayış var… Evde yaşananlar evde kalır, üçüncü şahıslarla paylaşılmaz. Evde eşe ya da çocuğa karşı şiddet, istismar, taciz veya başka bir şey yapılıyor olsa dahi bu dışarıdakini ilgilendirmez, anlatılmaz ve aile içerisinde çözümlenir.
Olay ya da olaylar çözümlenmediğinde de zaten sonuçlarını gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde ya kadına karşı şiddet ya cinayet ya da intihar haberleri olarak okuyoruz.
Demek ki yaşanan sıkıntı ya da sıkıntılar çözümlenememiş. Demek ki ailenin problem çözme becerilerinde tıkanma yaşanmış ya da yetersiz kalmış ve nereye döneceklerini çözememişler ve bu yöndeki bir çözümü uygun bulmuşlar. Bu tablodaki yanlışlar nerede?
Sorunlarımıza bir çözüm bulabilmek için kültürümüzde bir psikoloğa, bir aile danışmanına ya da psikiyatriye gitmek yok. Niye? Gittiğimizde çevremiz tarafından “deli” damgası yemekten
korkuyoruz. Ne yazık ki önyargılarımız var bu konuda ve oldukça da güçlüler.
Peki, ya gidenler? Uzmana gittiğimiz zaman da ağırlıklı olarak “doktor benim bu derdime bir çare bul” diyoruz ve fiili olarak uzmanın bir şeyler önermesini bekliyoruz. Bana gelen danışanlarımda çok görüyorum bu tür istek ve beklentileri. Bu beklentimiz doğrultusunda da az önce bahsettiğim “hap çözüm”ü arıyoruz.
Sanıyoruz ki doktorun söylediği şeyler mucizevi bir şekilde derdimize derman olacak ve problemimiz kısa yoldan çözülecek. Üzgünüm ama bu işler ne yazık ki bu şekilde yürümüyor.
Unutmayın ki bir uzmandan yardım almak istediğinizde siz emek ve efor harcamak durumundasınız.
Çünkü var olan problem çözme becerileriniz yetersiz kaldığından dolayı yeni beceriler öğrenmek zorundasınız ki uzun vadede problemlerinizi daha efektif bir şekilde çözebilesiniz.
Uzman sadece size yol göstermek ve eksik olan donanımlarınızı donatmakla birlikte sizi eğitmekle yükümlü.
Problemlerinizin bir gecede oluşmadığını lütfen unutmayın. Yıllardır birikiyor bu sorunlar. Patlaklar yaşıyorsanız lütfen kötü sonuçlar yaşamadan doğru uzmana başvurun. Her şeye rağmen hayat oldukça keyifli ve güzel. Tadını çıkarabilecekken, niye mutsuz olalım ki? Bir sonraki yazımda doğru uzmanı nasıl seçeceğinizle ilgili olarak bilgiler paylaşacağım. Şunu unutmayın her uzman her alanda uzman değildi.
A sorunu için C konusunun üzerinde çalışan bir uzmana gidip ne paranızı boşu boşuna harcamayın ne de sonuçsuz kalın. Sevgiyle kalın…
N. Linda Fraim
Yrd. Doç. Dr.