İstanbul Bilgi Üniversitesi, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinin 20. yılında, “Türkiye’nin Depreminde 20. Yıl: Bellek, Yapılanma, Gelecek” çalıştay serisinin ikincisini düzenledi. Olası bir depreme karşı yeterince hazırlanılmadığına dikkat çekilen etkinlikte, farklı bilim dallarından uzmanlar afet ve toplumsal travmalara dair görüş ve uyarılarını katılımcılarla paylaştı
İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı ve Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE), “Türkiye’nin Depreminde 20. Yıl: Bellek, Yapılanma, Gelecek” başlıklı çalıştay serisinin ikincisini düzenledi. Birçok kurum ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla gerçekleşen çalıştayın açılış konuşmasını yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Program Direktörü Prof. Dr. A. Tamer Aker, depreme yönelik çalışmaların afetlerle canlandığını sonrasında ise unutulduğunu vurguladı.
“Ortak bir dilimiz yok”
Türkiye’de sürdürülebilir bir çalışma ve bilgi birikiminin olmadığını belirten Prof. Dr. Aker; “Alanda farklı disiplinlerin bir araya gelmesi gerekiyor. Buna ek olarak gördüğümüz sorunlardan biri özgüven eksikliği. Ülkemizdeki uzmanlarımızın çoğu yaptıkları işin önemini ve kendilerinin değerini bilmiyor. Travma ve afet çalışmaları alanında somut adımlar atabilmek için yapılan çalışmaların duyurulması, multidisipliner bir çalışmayla kanıta dayalı bilimsel bilgi birikiminin oluşması gerekiyor. Yalnızca üniversiteler değil tüm kamu ve sivil toplumu iş birliği havuzuna toplamak şart. Literatür anlamında bile ortak bir dile sahip değiliz” dedi. Lisans ve lisansüstü eğitimlerin mutlaka yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Aker, üniversiteye kadar olan süreçte ise afet bilincinin tüm öğrenci ve velilere aktarılması gerektiğini söyledi.
“Eğitim verilmedi, bilgi aktarıldı”
Çalıştayda söz alan isimlerden BİLGİ Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Şimşek ise 1999 depremini doğrudan yaşayan kurum ve kişilerin değiştiğine vurgu yaptı. Depremden sonra üniversitelerde gerekli derslerin konulduğunu fakat eğitimin niteliğine ilişkin sorunlar olduğunu belirten Prof. Dr. Şimşek konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Afet bölgesi olduğumuz için birçok bölüm açıldı ve doktora programları düzenlendi. Ancak eğitimin niteliği göz ardı edildi. Eğitim bir davranış değişikliğidir. Tek yönlü bir bilgi aktarımı ötesinde davranış değişikliği, yani edinilen bilginin davranışa dönüşümü önemlidir.” Prof. Dr. Şimşek afet sonrasında yapılan psikososyal müdahalelerde triyajın önemli olduğunu belirttiği konuşmasında, bireysel müdahalelerin ötesinde topluma dayalı, toplumsal güçlenmeyi destekleyen yaklaşımların unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Atölyeler ile yöntemler pekiştirildi
Çalıştaya Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türk Nöropsikiyatri Derneği, Nirengi Derneği ve Sınır Tanımayan Doktorlar da katıldı. Etkinlik kapsamında Türkiye’de farklı alanlarda afet ruh sağlığı eğitiminde hangi durumda olunduğuna dair bir forum ve afet yaşamış topluluk ya da bireylere yaklaşımda kullanılacak yöntemler ile ilgili üç atölye gerçekleştirildi.