3 yıldır başarıyla yürüttüğü ilçe başkanlığı görevinden istifa ederek Ümraniye belediye başkan aday adayı olan Cafer Aktürk, ilçe binasındaki coşkulu programda yol haritasını ve hedeflerini partililerle paylaştı. Ümraniye’nin kaderini değiştirme hedefini sıkça vurgulayan Cafer Aktürk, sinevizyon gösterimi eşliğinde kendi anlatımıyla 1975 yılından bugüne çocukluğunun geçtiği Çakmak Mahallesi’nden Ümraniye’ye ilkokul, lise ve üniversite yıllarını paylaştı. Çakmak Mahallesi’ndeki tek katlı gecekonduda yetişip sevgili annesinin ısrarı ile üniversite eğitimini tamamladığını kaydeden Cafer Aktürk, “Ömrüm boyunca hiçbir şekilde hakkını ödeyemeyeceğim sevgili annem o yıllarda eğitimim konusundaki ısrarıyla nasıl ki benim kaderimi değiştirdi ise ben de bugün siz partililerime olan inancımla Ümraniye’nin kaderini değiştirmeye aday oldum” şeklinde konuştu.
İki üniversite bitirip makine mühendisi olduğunu kaydeden Cafer Aktürk, “Bu Ümraniye ayarı bozulmuş bir ilçe ve bu ayarı düzeltmeye bir mühendis lazım” sözleri ile partililerden büyük alkış aldı. Cafer Aktürk’ün ilçe binasındaki adaylık açıklamasına partililer yoğun katılım gösterirken Anadolu yakasındaki bir çok ilçe başkanı ve Ümraniye’nin bazı mahalle muhtarları da katılanlar arasındaydı. Program öncesi kısa bir konuşma yapan yeni ilçe başkanı İbrahim Cankıran tüm aday adaylarına başarılar diledi.
“Atatürk’ün gösterdiği medeniyet hedefine inanarak emin adımlarla yol alan, Cumhuriyet’in yaşamsal teminatı güzel dostlar hoş geldiniz” diyerek sözlerine başlayan Cafer Aktürk; “Aynı gemide yol alırken, her türlü mücadelede soğuk demeden, sıcak demeden, ailesinden, yaşantısından büyük bir özveri ve fedakarlıkta bulunan can dostlar, yol arkadaşlarımız hoş geldiniz. Biz kibirle bakmayız insana… Görüşü dini, dili, rengi, yaşam bicimi ne olursa olsun, 72 milleti aynı nazarda görürüz. Bütün farklılıkları bu coğrafyanın zenginliği, kültür mirası olarak alır basarız bağrımıza, samimi içten dostça… O yüzden bir adımızda Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Bizi biz yapan değerlerimizdir, farklılıklarımızdır. Şimdi ayrı ayrı duruyor olsak ta, gerektiğinde yekten bir vücut olur, birleşiriz aynı kulvarda. Sakın bizi Alevi, Sunni, Kürt, Türk, Laz Çerkez, Arap, gayrı müslüm diye ayrıştırmaya kalkmasınlar. Ceddimiz cananımız birdir bizim. Adımız vatandır, ülkedir, Türkiye’dir bizim…”
Cafer Aktürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öncelikle 2018 Türkiye’sinde donarak şehit olan 2 canımızı rahmetle anıyor, başta ailesinin ve tüm ulusumuzun başı sağ olsun. Bu şekilde bu çağda ölümleri kabullenmemiz mümkün değildir. Sorumluların bir an önce adalet önüne çıkarılması ve ilgili bakanın derhal görevinden istifa ederek ayrılması doğru olandır. Yine daha dün gece rant odaklı bir çalışmanın sonucu 2 gencecik evladımızı kaybettik. Parsellerde bir metro istasyonunda maliyeti düşürmek adına tedbirlerin göz ardı edilmesi göçüğün oluşmasına davetiye çıkarmıştır. Seçim şovu için bir an önce bitirilmek istenmesi de ayrıca üzerinde durulması gereklidir. Bu yaşanan bir kaza değil tam bir cinayettir. 2 gencecik evladımıza Allah’tan rahmet diler Ailelerine sabır diliyorum. Mekanları cennet olsun. Bu gün burada oluş sebebimiz ülkenin kötü yönetilmesi yada yönetilememesi nedeniyle Ümraniye’de AKP’den kurtuluşun temelini atmak ve Ülkeye ışık olmak, umut olmak için bir aradayız. Ülke keyfi tek adam yönetimi altında maalesef uçurumun kenarına gelmiş hatta uçurumda yuvarlanmaya başlamıştır.
Ekonomik olarak ülke ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Şunu açıkça söylebilirim: bu kriz 2001 krizinden daha derindir. Cumhuriyetin kazanımları tüm fabrikaları satılmış ve yerine rantsal gelir getiren yapılara yatırılmıştır. Şimdi maalesef tüketmek için borçlanmak durumundayız. O da borç bulabilirsek. Bu keyfi yönetim hayatımızın her alanını cehenneme çevirmeye başlamıştır. İş bilmezlik ve keyfilik artık iş hayatını durma noktasına getirmiştir. Belediyeler kaynaksızlıktan dolayı metro inşaatlarının çoğunu durdurmak noktasına gelmiştir. Hizmetlerde çeşitli aksamaları da önümüzdeki süreçte yaşayarak göreceğiz. Nitekim bu keyfilik bir çok iş alanında işçi kayıplarına neden olmaktadır. Bu duruma isyan edip insanca çalışma ortamı isteyenler tutuklanmaktadır. Yeni Havaalanın inşaatında yaşananlar buna en canlı örnektir. Kısacası kölelik düzeni inşa edilmek istenmektedir.
Halkın katılımının olmadığı hiçbir yönetim sisteminin bugüne kadar bir başarı göstermiş örneği yoktur. Demokrasi ve hukuk güvencesinin olmadığı ortamlar yatırımcı için uygun ortamlar değildir. Bu neden ile paraya hükmedenler bu durumdaki ülkelerde sıcak para ile ülkenin tüm varlıklarını emmektedirler. Şeyh Edebalı’nın dediği gibi, ” insanı yaşat ki, devlet yaşasın.” Evet önceliğimiz insanca yaşamdır. Ülkenin kurtuluşu öncelikle insana verilecek değer ile gerçekleşir. Hak, hukuk, adalet ile refaha ulaşır. Peki, kendimize hiç soruyor muyuz neden bu durumdayız? Evet sorma ve çare üretme zamanı gelip geçmektedir. Artık bıçak kemiğe dayandı. Uyanma zamanı. Birlik olma zamanı. Tek yumruk olma zamanı. Bunu başarabiliriz. Yeni bir ATATÜRK beklemeyelim. Çünkü her biriniz, her birimiz birer Atatürk’üz. Çare de kurtuluşta bizdedir, hepimizdedir.
2019 yılında Ümraniye CHP iktidarına kavuşacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Gözlerinizdeki ışık ve umuda güveniyorum. Gelin şöyle bir gerilere gidelim. Ümraniye’de ilk yerel seçimler 1989 yılında yapılmış ve o seçimde SHP %34,11 oy alarak istediği başarıyı elde etmiştir. O yıllarda Demokratik Sol Partinin aldığı %14,16 oy oranını dikkate aldığımızda Sol kesim oylarının %48,27 seviyesinde olduğu görülmektedir. Bir bakıma aslında solun kalesi olmaya namzet bir ilçe konumdaydı. 1994 yılında solun daha fazla bölünmesi ve yanlış politik uygulamalar ile maalesef Belediye seçimleri kaybedilmiştir. Aradan geçen 25 yıllık süreçte sürekli aynı yöntemler denenerek bir seçim kazanılması hedeflenmiştir. Maalesef gerçekler acıdır. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç alınamayacağını aşikardır. Bunu 25 yıldır kaybedilen 5 yerel seçim ile acı bir şekilde yaşayarak gördük. Peki çare nedir? Bu kadere boyun mu eğeceğiz yoksa bilimi öne alarak gerekli eylemi mi gerçekleştireceğiz? Elbette bilimsel düşüneceğiz ve siyasetimizi ona göre gerçekleştireceğiz.
Halktan kopuk ve halkın önceliklerinden uzak bir siyaset ile bir seçim kazanımı söz konusu olamaz. Geldiğimiz süreç itibarı ile Ümraniye’de CHP olarak önümüzdeki 2019 seçimlerini alma ihtimalinin çok güçlü bir şekilde var olduğunu söyleyebiliriz. Gereken tek şart doğru bir seçim süreci yönetebilmektir. Nitekim gerek referandum gerekse 2018 seçim sonuçlarına bakıldığında aslında bir muhalefet bloğunu örgütleyerek istenen sonucun alınabileceği ortadır. 2015 seçim sonuçlarına göre AKP+MHP+BBP bloğu oy oranı %65,3 seviyesindeydi. 2017 referandumunda bu blok oyları toplamı %55 seviyesinde kadar gerilemiştir. 2018 Genel seçimlerinde ise yine referandum sonuçlarına paralel benzer bir tablo oluşmuştur.
Bu tabloyu umut verici olarak kabul ederek sağlam temeller oluşturmak için çeşitli yöntemler ile seçmen kitlesine ulaşmak gerekir. İlçe başkanlığım olan son üç yılda ilçe yönetimi, mahalle birimlerimiz, gençlik ve kadın kollarımız ile bilimsel temellere dayanan çeşitli çalışmalar yaptık. Öncelikle hepinizin huzurunda ilçe yönetimimize, mahalle birimlerimize, kadın ve gençlik kollarımıza göstermiş oldukları gayret ve çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum ve hepinizden güçlü bir alkışı almayı hak ettiklerine eminim. Ümraniye 700.000 e yakın nüfusu ile 51 ilden daha büyük bir nüfusa sahip durumdadır. Bu boyutta bir nüfusa sahip olunca doğal olarak idaresi de bir o derece önem arz etmektedir.
1975 yılından beri Ümraniye’de oturan biri olarak ilçemizin çokça sorunu olduğunu görebiliyorum. Özellikle Mülkiyet sorunu yüz binin üzerinde bir nüfusun olduğu bir alanda insanların hayatlarını ciddi manada etkilediği bir gerçektir. Elmalıkent, İnkilap, Kazım Karabekir, Dumlupınar, Topağacı ve Hekimbaşı mahallelerimizde bu mülkiyet sorunu tüm vatandaşlarımıza büyük sıkıntılar yaratmaktadır. 1950’li yıllardan itibaren bu bölgede insanlar Anadolu’nun bir çok bölgesinden göç ederek gelip yerleşmişlerdir. Yıllarca yolu olmayan, suyu olmayan gecekondularda yaşamak durumunda kalmışlardır. Çektikleri bu çileli yıllardan sonra en azından çocuklarına rahat bir yaşam sağlayacaklarını düşündüklerinden yine de mutluydular. Taaki Osmanlı torunları diye nerden çıktıkları belli olmayan birileri ortaya çıkıp buralar benimdir diyene kadar. Şimdi Osmanlı torunları denen kim olduğu meçhul kişilerce çokça parsele şerh konarak buradaki insanların tasarruflarını değerlendirme olanakları ellerinden alınmıştır. Bu soruna irade ortaya koyarak vatandaşımızın zarar görmeyeceği şekilde çözüme kavuşturacağız. Çözümümüz hazırdır.
Mülkiyet sorununu çözdükten sonra rantı buralarda yaşayan vatandaşlarımızın olacak şekilde yerinde dönüşüm yöntemi ile kentsel dönüşümleri de gerçekleştirilecektir. Tepeüstü, Ihlamurkuyu, Cemil Meriç, A. Dudullu, Parseller, Huzur mahallelerimizde imar ve kentsel dönüşüm sorunları had safhada insanlarımızı huzursuz etmeye devam etmektedir. İmar anlamında ciddi bir haksızlığa uğramış bölgelerdir. Hukuk ve Adalet terazisi ortaya konarak buralardaki insanlarımızın mağduriyeti giderilecektir. Site Mahallemiz (şimdi üç mahalleye bölünmüş durumdadır) yeni adı ile özellikle Yenişehir mahallemizin de imar sorunu ve kentsel dönüşüm sorunu yerinde dönüşüm ile rantı buralarda oturanların olacak şekilde çözülecektir. İlçemizin trafik, otopark, yeşil alan sorunların had safhadadır. İlçe nefes alamıyor. Tam bir beton yığını. Özelikle yeşil fakiri ilçemiz Kadıköy’deki demokrasi parkı ayarında bir adet yaşam alanına kavuşacaktır. Proje alanı kafamızda netleşmiştir. Ancak haksız kazançların önüne geçmek adına şimdilik bizde gizli kalacaktır.
Geleceğimiz olan gençlerimiz mahalle aralarındaki küçük park alanlarında bonzai belasına bulaşmış olarak yaşamları heba olmaktadır. Çocuklarımızı bu beladan kurtarmak birinci önceliğimiz olacaktır. Yapacağımız kültür sanat ve spor alanlarında gençlerimiz ücretsiz yararlandırılacak ve uyuşturucu belası ile buluşmaları engellenecektir. Sanat ve spor yaparak sosyal yaşam içerisinde kalmaları sağlanacaktır. Açıkça Ümraniye’mizde belediye başkanlığımızda sokakta yaşayan tek bir çocuk yada vatandaşımız kalmayacak. Vatandaşlarımız hak ettikleri değeri ve yaşantıyı mutlaka görecektir. 700.000 Nüfusa sahip bir ilçede tek bir adet huzur evi bulunmamaktadır. Annelerimiz ve babalarımız bizim varoluş sebebimizdir. Onların sosyal hayat içerisinde kalmalarını sağlayacak projelerimiz hazırdır. Ümraniye’nin bütçesi ne idüğü belli olmayan cemaatlere değil asıl sahibi olan Ümraniye halkına harcanacaktır. Belediye Başkanlığımızda mahalle meclisleri oluşturulacak. Bu mecliste tüm siyasi parti temsilcileri, Mahalle Muhtarı, Sivil Toplum Dernekleri ve mahalleli tarafından seçim ile gelecek belli sayıda vatandaştan oluşacaktır. Bu meclis vasıtasıyla talep ve ihtiyaçlar ortaya konacaktır. Talep ve ihtiyaç olmadıkça mahallede yaşayanlara danışılmadan hiç bir proje hayata geçmeyecektir.
Biz, ranttın, talanın, beton yığınlarının ilçesi değil halkın Ümraniye’si için geliyoruz. Yandaşlarla değil halkla birlikte yönetmeye geliyoruz. Biz sosyal bir kent, özgür bir Ümraniye yaratmaya geliyoruz. Kısaca, Sosyal Demokrat Belediyeciliği 31 Mart 2019 itibarı ile Ümraniye’de yaşayarak göreceğiz. Halk kendi Belediye’sini kendisi yönetecektir. Yani halkımız ile beraber Ümraniye’yi yöneteceğiz. Yerelde tüm muhalefet bloğu temsilcileri ile yakın işbirliğimiz devam etmektedir. İletişimimiz en üst noktada ve hedef anlamında aynı düşünce çizgisindeyiz. Tek amaç, doğru hamleler ve doğru yöntemler ile Ümraniye’mizi yönetilemez duruma getiren AKP iktidarına son vermektir. Bu hedef için çalışabilecek heyecan ve irade oluşmuş durumdadır. Önemli olan seçmeni motive etmek ve başarabileceği duygusunu verebilmektir.
1975 yılından itibaren Ümraniye’de oturan Cafer Aktürk olarak Ümraniye’nin her türlü sorununu bilen ve çözüm olabilecek projelerim mevcuttur. Çocukluğum varoş olarak adlandırılan bu bölgelerde ve yaşantımın büyük kısmı gecekondu olarak adlandıracağımız yapılarda yaşayarak geçmiştir. Kısacası şu an sıkıntılar içerisinde yaşam mücadelesi ve büyük oranda AKP’ye oy veren bu kesimin yaşantısını yaşamış biri olarak onlar ile ortak dili oluşturacağımız aşikardır. Yarım asra yakın geçen bir ömürde yaşanmış çokça hikaye var ve hikaye Ümraniye’de yaşayan halkımızın yaşadığı hikaye ile örtüşmektedir. Bu noktada bu bölgedeki oy oranını tersine çevireceğimize inancım tamdır. Bu nedenle diyorum ki sizler ile beraber Ümraniye’nin makus talihine son vermek için, Ümraniye’nin kaderini değiştirmek için yola çıktım. Ben Belediye Başkanı aday Adaylığına değil, Ümraniye’nin kaderini değiştirmeye adayım.
Ümraniye ayarları bozulmuş bir ilçedir ve bu ayarları düzeltecek bir ekibe ihtiyacı vardır. Bu ayarları düzeltebilecek ekibin başında bir Mühendis olmalıdır. Bu kadro, CHP iktidarını 25 yıl sonra yeniden iktidar yaparak, Ümraniye’de yepyeni bir beyaz sayfa açmaya hazırdır. Bu kadronun motor gücü sizsiniz. Sizinle beraber Cumhuriyet halk partisi bayrağını 31 mart 2019 tarihinde Ümraniye Belediye Binasına dikeceğiz. Hepinizi şimdiden 2 Nisan günü Belediye Başkanlığı Makamında yapacağım doğum günü partime davet ediyorum. Çünkü o zaferin kahramanları sizler olacaksınız. Cumhuriyet kahramanları, Böyle bir günde beni yalnız bırakmadığınız ve onurlandırdığınız için hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sağolun, varolun.”