Değil gözle mikroskopla dahi zor görülebilen bir virüs tüm dünyayı esir aldı. Dev ekonomiler çöküyor, teknolojiler yetersiz kalıyor, tıp zorlanıyor. Milyarlarca insan evlerine hapsolmuş. Milyonlarca kişiye bulaşan mikrop her gün yeni canlar alıyor. Sonuç; paranın gücü yetmedi ve dünya üzerinde insan sağlığı ilk defa ekonominin önüne geçti.
İşte bu mikrobun bir de hatırlattıkları var. Örneğin Ortadoğu’da hiç saldırı yok. Fiyatı yerle bir olan petrol savaşları durmuş vaziyette. Suriye’den çıt çıkmıyor. Sınırlara akın eden mülteciler kayboldu. İkide bir patlak veren ABD-Rusya gerilimi, Çin düellosu, Avrupa Birliği tantanası, Arap ülkeleri kargaşası yok. Ekonomi saldırıları, askeri hareketler hepsi rafta…
Dünya, gezegeni saran virüsü yenmek için büyük çaba harcıyor. Şimdi herkes en yakınlarıyla evde, neler olup bittiğini anlamaya, algılamaya çalışıyor. Kapılar açılıp da hayat yeniden normale döndüğünde dünya yine kaldığı yerden devam mı edecek? Yoksa, dünya hayatı tutsak kılan bu kabusun nedenleri mi sorgulayacak?
Bencillik mi öne çıkacak, dayanışma mı? Liberal küresel sistemler mi, sosyal devletler mi kazanacak? Küresel sistemin sorgulanacağı kesin, ama ulus devletler mi, küresel krize karşı çözüm üreten yeni küresel örgütler mi güçlenecek? Dünya kaldığı yerden, bütün bu soruları sorarak devam edecek.
Önce sağlık sistemi, ardından yıkılan ekonomi ayağa kaldırılacak. Sonra da herkes, nasıl bu noktaya gelindiğini sorgulayacak, hesap sorulacak. Ve yola nasıl devam edilmesi gerektiği konuşulacak. Belki bu sorgulamalardan yeni bir dünya sistemi, yeni fırsatlar ortaya çıkacak. Kesin olan bir şey var, dünya virüsten önceki gibi devam etmeyecek ve Türkiye’de de kesinlikle güzel şeyler olacak…
TBBM kuruluş yıldönümü ulusal egemenliğimizin 100. yılını kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bu sene virüsün tutsaklığı nedeniyle evlerimizin balkonlarından daha büyük bir coşkuyla kutluyoruz.