Yıllardır bas bas bağırıyorum.. Aylardır herkese söylüyorum.. Her zaman yer yerde dile getirmeye çalışıyorum.. Sağlık sistemi içerisinde ‘özel’ diye bir kavram olmaz, olamaz, olmamalı..
‘Özel Hastane’ ne demek?..
Çalışandan ve işverenden sosyal güvenlik primini devlet alıyorsa sağlık hizmetini de devlet verir, vermeli, verebilmeli..
“Sakalımız yok ki sözümüz dinlene” misali..
Elbette görevini düzgün yapan kurumlar ve kişiler de var ancak işin içine para girdi mi mertlik çoğu zaman bozuluyor..
Sağlığın ‘özel’i olmaz, olması gereken ‘standart’ı olur..
Parayla saadet olmadığı gibi sağlık da olmaz, olursa da bu kadar olur..
‘Hasta’ müşteri mi olur? Parayı verebilen iyileşsin, veremeyen ölsün mü?
Teslim edersen sistemi, düzeni ve üzerine de mahkum edersen vatandaşı..
Olacağı bu, hatta daha fazlası da olur..
Ondan sonra ‘yenidoğan yoğun bakım’ çetesi…
Henüz dünyaya yeni gelmiş ve daha gözlerini bile açmamış el kadar bebeleri, lanet olası para kazanma hırsına kurban etmek nasıl bir canilik olabilir? Böyle bir vicdansızlığın İslamiyet öncesi cahiliye döneminde kız çocuklarını diri diri toprağa gömmekten hiçbir farkı yok..
Farkı da yok, sonu da yok..
Daha ne gördük ki, bunun yaşlı yoğun bakımı var, kadın doğumu, sezeryanı, olmadık işlere çektirilen onca filmi fırıldağı var, gerekli-gereksiz ameliyatı var, var oğlu var…
Para tuzağı için daha var neler..
Sancaktepe İlhan Varank Hastanasi acilinde 7/24 yüzlerce-binlerce Suriyeli, Arap ismi sürekli ekranda bizim insanımıza sıra gelmez ise, koskoca Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde doktor kalmaz ise, cildiyeden dişe, kulaktan göze tek tük hekim bırakır isen, ultrasondan emar çekimine 6 ay sonrasına gün verir isen hasta derdine nasıl çare bulsun?..
Allah aşkına adım başı açılan ‘Görüntüleme Merkezleri’ nedir?.. Koskoca devletin hastanesinde yok da sadece bilmen ne şirketinin bu merkezinde mi var o bilmem ne cihazı.. Devlet hastanesinde 3 ay sonrasına gün verilen ultrason çekimi bu merkezlerde nasıl oluyor da 15 dakikada çekiliyor..
Hani, “Allah düşürmesin, yokluğunu da vermesin” diye bir halk deyimi vardır ya..
Hayat bu yaşamın bin bir türlü hali var. Kötü beslenme, stres ve zorlu şartlar sürekli düşürüyor ve yokluklar da ne yazık ki özel denen o adreslere mecbur kılıyor..
… Ve sakalımız olmadığı için sözümüzün para etmediği bir başka alan eğitim… Eğitim de aynı şekilde özel okullar yüzünden çıkmaz bir batağa saplanmış durumda.. Yakında onun da kokusu çıkar.. Biz yine ‘demiştik’ diyeceğiz ama iş işten geçmiş olacak..
Gelecek yazıda özel eğitim kurumları var..