Son aylarda iğneden ipliğe yaşanan zam furyasını protesto etmek için basın açıklaması yapan CHP Ümraniye İlçe Başkanlığı, “Artık yeter” dedi. “Bu rakamlar bir korku filminden değil, hayatın gerçeklerinden” diyen İlçe Başkanı Zeynel Kızılkaya; “Yüksek zamlar derhal geri çekilmeli” çağrısında bulundu.
CHP Ümraniye İlçe Başkanlığı önünde yapılan basın açıklamasına partililer ve Ümraniyeli vatandaşlar yoğun katılım gösterdi. Basın açıklamasını okuyan CHP İlçe Başkanı Zeynel Kızılkaya; “Değerli vatandaşlarımız, Ümraniyeliler, CHP örgütümüz ve basın mensupları; son aylarda yaşadığımız, vatandaşlarımızın yaşamlarını, mutfaklarını, kasıp kavuran zamlar bugün ortaya çıkmış görünüyor olsa da, temelinde yıllardır AKP’nin izlediği günlük, popülist ekonomik politikaların sonucudur” dedi.
Başkan Kızılkaya, şunları kaydetti: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Her fabrika bir kaledir” sözünü rehber edinen Cumhuriyetimiz, 1934 yılında Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile, sanayi gelişimi hedeflenmiş, Genç Türkiye’nin ihtiyaç ve tüketimi arasında paralellik kurulması sağlamış olup, üretim ekonomisine yönelerek, “kendi kendine” yeten bir ülke konumuna gelmiş, dışa bağımlılığı azalmıştır. Yurdun dört bir yanında, yüzlerce fabrika açılmıştır. 2002 yılında, AKP iktidarı, üretim ile büyümek yerine, emlak ve inşaat sektörü ile büyüme modelini tercih etmiştir.
İnşaat sektörü ile büyüme modeli, Amerika, İspanya, İtalya ve son olarak Yunanistan da ekonomik krizler ile son bulduğu görülmesine rağmen, ülkemiz de devam etmiş, piyasaları geçici rahatlatmak adına Arsa Rant İnşaat ekonomisi sisteminden vaz geçilmemiştir. İnşaat sektörü “Üretmeden Tüketim” modelidir. AKP İktidarının başladığı 2002 yılından bu yana kaç fabrika, üretim tesisi açılmıştır?
Her seçim öncesi, “Doğuda petrol, Karadeniz de gaz bulundu” sözleri ile haberlere konu olan, gerçekte olmayan, açıklamaların dışında ekonomiye katkı ne yapılmıştır? AKP İktidarı savurganlık ekonomisi anlayışı benimsenmiş “İtibardan tasarruf olmaz” denilmiş, Osmanlıdan ilham aldığı “lale devri” mantığını benimsemiştir. Üretmeden tüketen modelde, devletin geliri ile gideri arasındaki farkı bütçe açığını kapatmak, günü kurtarmak için mevcut varlıklarınızı elden çıkarır yani satarsınız. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana ki kazanımlar özelleştirme kapsamı adı altında satılmıştır. Gelirleri ile devletin bütçe açığı kapatılmıştır.
Artık, satılacak bir şey kalmadı…
Gelir yaratmanın en kolayı elektriğe, akaryakıta, doğalgaza zam yapmaktır. 1 Ocak yılbaşı sabahı, Elektrik tarifelerinde Cumhuriyet tarihinin en büyük zamları yapılmıştır. AKP iktidarı elektrikte kademli tarifeye geçerek, vatandaşlarımıza yeni bir algı yaratmıştır. Kademeli tarife adı altında elektrikte tarihin en büyük zammı yapılmıştır. ‘Kademeli tarife bir sosyal tarife olmalıdır’ 4 kişilik bir haneye, 1 ay önce 368 TL elektrik faturası, 1 ay sonra, bugün 764 TL gelmiştir. Bu rakamlar bir korku filminden değil hayatın gerçekleridir.
Vatandaşlarımız artık televizyon ışığında oturmaktadır.
Elektrik, sanayide üretimde, en önemli maliyet kalemlerinde biri olduğunu bilmekteyiz. Bu durumda elektrik zammı kademeli olarak a dan z’ye tüm tüketim ürünlerine gelecektir. Bugünkü yüksek fiyatlar, yarın gelecek zamların yanında ucuz kalacaktır. Vatandaş yüksek zamların altında, hayat pahalılığının altında eziliyor. Vatandaşlarımız huzurlu, insanca yaşamak istiyor. Bizim vatandaşlarımız çok şey beklemez kanaatkardır.
Örneğin: Aya gitmek bizim insanımızın önceliğimiz değil, hayallerimiz uzakta değil. Aya sert iniş ya da yumuşak iniş yapmak da istemiyoruz. Yeni bir kanal İstanbul da istemiyoruz Dünya var olduğundan beri mevcut olan İstanbul boğazı bize yeter. İsteklerimiz çok basit, ödenebilir faturalar istiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz, evimizde televizyon ışığında oturmak istemiyoruz.
Biz diyoruz ki elektrik ve doğalgazda ki yüksek zamlar derhal geri alınmalıdır. 2021 yılının tarifelerine geri dönülmelidir. KDV ve ÖTV hiç değilse kış aylarında sıfırlanmalıdır. Aralık 2021-Ocak 2022 döneminde vatandaşlarımızdan tahsil edilen ve %127 varan yüksek zamlı elektrik tüketim bedelleri iade edilmelidir. Sanayi elektriğine yapılan %130, Ticarethane tarifesine yapılan %125, Tarımsal sulamada yapılan %195 zamlar derhal geri çekilmelidir.
Sadece sorunumuz elektrik zamları da değil “faiz sebep enflasyon sonuç” modeli Türk Lirasın da adı konmamış büyük gizli bir devalüasyon yaşanmış, döviz karşısında TL ciddi oranda değer kaybetmiştir. Üretim ekonomisinden uzak olduğumuz, neredeyse tüm tüketim ürünlerimizin yurt dışından geldiğinden, dolar kurunda yükseliş, tüm ürünlerde artışa sebep vermiştir. Gübre, yem, mazotta dışa bağımlıyız. Fiyatlardaki yükseliş, çiftçin tarlaya gübre atamaması ile sonuçlandı. Çiftçi üretemiyor, bu sezon tarladan verim alınamayacak. Önümüzdeki aylarda yıllarda gıda krizi ile karşı karşıya kalacağız.
Ekmek fırında 3TL oldu neyse ki İBB’nin Halk ekmeği var da şimdilik 1,25TL temin ediyoruz.
Çocuklarımızın büyümesi için önemli, süt 5 TL den 13,50TL’ye evimizin vaz geçilmezi peynirin kilosu 30TL den 65TL ye yükseldi. Masallarda anlatılan altın yumurtlayan tavuk gerçek oldu 30Lu yumurta 21 TL den 43 TL’ye yükseldi. Tarım politikamız değişmedikçe desteklerimiz artmadıkça bugünkü gıda fiyatlarının da daha da artacağını şimdiden bir kez daha uyarıyoruz. Suçlu ara nakliyeciler ya da kabzımallar yaş meyve sebze halinde çalışanlar değil üretim ve tarım politikalarıdır. Biz diyoruz ki yaşanabilir bir Türkiye için gelin oy verin gitsinler diyoruz. Yanlış ekonomi yönetiminin faturasını “Ben ekonomistim” diyen siyasetçilerin kendileri ödesin vatandaş ödemesin diyoruz… Başta elektrik zamlar olmak üzere Tüm zamları protesto ediyoruz.”