Yüreğimiz yandı. İçimiz kan ağlıyor. Soma’ya düşen ateş tüm Türkiye’yi yaktı. Hem de ne ateş… Kimin aklına gelirdi, Soma’da maden faciası yaşanacak ve 300’ün üzerinde canımız pisi pisine şehit olacak…
Yaşadığımız şu yüz yılda insan aklı kabul etmiyor. Teknoloji çağı diyoruz. Bakalım gelişmiş ülkelere. Hangisinde son yıllarda bu denli can kaybına neden olan böyle kazalar meydana gelmiş?..
Hani biz de gelişen ülkelerdendik?.. Adet yerini bulsun mantığıyla; kağıt üzerinde yalandan denetimler, sözde önlemler, hikayeden tedbirler, vs., vs… Yitip giden canları, geride kalan yetim ve dulları düşündüğünüzde hepsi fasa, fiso…
Bakan açıklıyor. İş güvenliği yasası, falan filan. İş Güvenliği Yasası’nın ne şekilde uygulandığını herkes çok iyi biliyor. Dostlar alışverişte görsün… Önüne gelen açmış bir OSGB bürosu, bilmem kaç kuruşa evrak satıyor.
Ne eğitimi, ne kursu, ne denetimi, ne sınavı ne bilmem nesi… Dedik ya hepsi kağıt üstünde. Resmen kepazelik. Hal böyle iken Soma’da yürek dağlayan faciaya şimdi kim nasıl bir kılıf uydurmaya çalışıyor. Anlamak mümkün değil.
Akıl var, mantık var. Yetkilisi, yetkisizi hepimiz şunu kabul edelim; Soma’da ihmal de var, kusur da, hata da var, eksik de… Bunu anlamak için illada uzman olmaya ne hacet. Hani trafo patlamıştı…
Resmen kömür tutuşmuş. Hem de günler önceden ve sızan gazın varlığından haberden oluna oluna… Ve son zamanlarda aynı şekildeki yangınların defalarca çıktığı biline biline… Sonuç acı, bilanço ağır. Bu yükü kaldırmak güç…
Soma, herkese büyük bir ders olsun. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmasın. Yetkililerimiz, bu kez affetmesin. Maden ocaklarında, tersanelerde ve ağır sanayi sitelerinde iş kazaları son bulsun…
Ülke olarak; kanunları kağıt üstünde uygulamaya ne zaman son verirsek o gün kurtuluş günümüzdür bizim. Maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, aileleri ve yakınları başta olmak üzere; tüm Türkiye’ye baş sağlığı diliyorum…