Nöbetçi Eczaneler
24 Haziran’a sayılı günler kaldı. Memlekette seçim havası yok denecek kadar az. İlçe meydanlarında bangır bangır müzik yayını yapan partilerin seçim çadırları ve ortalıkta dolanan 3-5 adayın dışında bir hareket yok.
Sahada çalışan adaylar da hep aynı yüzler ve seçimden seçime kapıları çalan tipler. İnsan merak ediyor. Seçim olmasa acaba bu kişiler bu zamanda bu milletin kapısını yine böyle çalar mıydı? Pek zannetmiyorum. Parti teşkilatlarının çalışma programı da hep aynı nakarat…
Bereket versin Ramazan ayı da olmasa siyaset hepten sönmüş. Belediyelerin bol israflı iftar buluşmalarında biraz millet toplanıyor da siyasiler de işini yapıyor. Hoş iftarı açan kaçıp gidiyor ya…
Seçim çadırları da vatandaşın ilgisini çekmiyor eskisi kadar. Çadırların önünden geçen insanların büyük bölümü söylene söylene gidiyor. İktidara öyle, muhalefete böyle, diğerlerine şöyle…
Vatandaşın siyasete karnı tok gibi bu sefer. Nasıl tok olmasın. Herkes geçim telaşında. Kimi ticaretini yürütmenin derdinde, kimi iş bulmanın, kimi ay sonunu getirmenin, kimi de borcu, harcı kapatmanın peşinde. Yüksek faiz, düşmeyen döviz, yeniden hortlayan enflasyon belası… İşlek bir cadde üzerinde dolarla kira ödeyen dükkan akşama, sabaha kapısına kilit vurabiliyor…
Esnaf soruyor; daha 1.5 yıl zamanımız varken, şimdi bu neyin seçimi? Keşke bu yılı ekonomide iyileşme yılı ilan etseydik ve devlet-millet hep birlikte kemer sıkıp düzlüğe çıkmak için seferber olsaydık. Seneye de seçim yapsaydık.
Bir derneği ziyaret eden hükümet yetkilisine işadamları soruyor; 0.98 diye bangır bangır bağırdığınız konut kredisi nerde, kim veriyor, kim alabiliyor? Bilmiyormuş gibi şaşkın şaşkın cevap veren yetkili bal gibi biliyor vaziyeti. Çaktırmadan idare etmeye çalışıyor…
Sözün özü; bu hafta bayram öbür hafta seçim. Demokrasilerin en güzel yanı sandık ve o sandıktan çıkan seçmen iradesi. İşte o iradenin verdiği yetki ile vatanı ve milleti için çalışacak yöneticiler. Hayırlı sonuçlar çıkması dileğiyle; herkese mutlu ve huzurlu bayramlar…
