Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Deniz KALENDERGİL

Konuştuklarımızı paylaştıkça dilimiz zenginleşir!..

Çok da haklılar. Kim istemez ki; bir sabah uyandığında ana dili gibi İngilizce konuşuyor olsun. Ama ne mümkün… Dil insanlar arasında iletişimi sağlayan en önemli unsurdur.

Peki diliniz ile geliştirdiğiniz iletişiminizi sınırlarınız dışına taşımak istiyorsanız ne yapacaksınız? İşte orada durmamız lazım. Eğer diliniz sınırlarınız ötesindeki yaşam ile

iletişim kurmanızı sağlayacak kadar yaygın değilse, hiç uğraşmayın… Maalesef her dil İngilizce ve Fransızca kadar şanslı olmayabiliyor…

İşte rakamlar: Dünya üzerinde yaşayan 7 milyar insanın hayat mücadelesi verdiği varsayılıyor. Varsayılmasının nedeni ise; henüz dünya nüfusunu sayacak kadar yürekli bir babayiğidin doğmamış olması…

Sizce dünyada en yaygın dil hangisi? Tahmininiz doğru. Tabiki Çince. Çin ve Taylan’da konuşulan bu dil, dünya nüfusunun 1.5 milyarını aldı götürdü…

İkinci sırada Hintçe var. 1 milyarı aşkın bir nüfusuyla Hindistan bu dili konuşuyor… Üçüncü sırada İngilizce var. Yerküre üzerindeki 63 ülkede yaklaşık 600 milyon insan İngilizceyi ana dili gibi konuşabiliyor…

Peki ya Fransızca… Tüylerim diken diken oldu… Neden derseniz… Benim en çok beğendiğim dildir kendileri. Kibardır bir kere. Ses tellerin hiçbir zaman yorulmaz bu dili konuşurken. Çok hafiftir, kelimeler ağzından süzülür…

Lugata bakarsanız; aşk da güzeldir Fransızca’da sevgi de… Kendini en iyi ifade edebildiğin bir dildir Fransızca… Çok şanslıdır dünya üzerindeki 33 ülke. Yaklaşık 150 milyon insan Fransızca’yı ana dili gibi konuşur…

26 ülkede yaklaşık 250 milyon kişi Arapça, 25 ülkede 400 milyon kişi ise İspanyolca konuşur. Son dönemlerin yükselen ülkesi Rusya’nın dilini ise 8 ülkede 280 milyona yakın kişi rahatlıklar konuşur ve anlar.

Peki ya bizde durum nasıl? Merak ediyor musunuz? Hemen söyleyeyim… Çevremizdeki 7 ülkede 100 milyona yakın insan Türkçe konuşuyor ve birbirini bir şekilde anlıyor. Her ne kadar lehçe farklılıklarımız olsa da çok sorun yaşamıyoruz.

Her ne kadar farklı fırklı yaşasak da zaten beden dilimiz ortak. Pat çat, vur kaç bir şekilde anlaşmanın yolunu buluyoruz. Bence ‘Her dil o kadar şanslı olmayabilir’ sözünün altını bu noktadan itibaren çizmemizden fayda var.

Yeryüzünde 1.5 milyar insanın Çince konuşuyor olması, o dilin yaygın olduğu anlamına gelmiyor. Yaygın olmak, bir dilin farklı ülke veya topluluklar tarafından benimsenerek, ana dillerinin yanında ikinci hatta üçüncü dil olarak kullanmaya başlamalarıdır.

Aynı şey Hintçe için de geçerli. Bir milyarı aşkın kişi Hintçe konuşuyor olabilir. Ama bu iletişim sadece ülke sınırları içerisinde kalıyor ise, dilin yaygın olduğundan söz etmemiz mümkün değil.

Dünyanın her köşesinde muhakkak İngilizce veya Fransızca bilen birilerine rastlarsınız. Bu iki dile sahip olmak, sizleri kral veya kraliçe yapar… Çin oldukça ilginç ve zor bir dil.

Herhangi bir dili çağrıştırmadığı için çözmeniz de mümkün değil.

Geçen yıl Çin’e yaptığım bir iş seyahatinde, birkaç Çinli arasında küçük bir araştırma yaptım. Araştırma neticesinde anlaşıldı ki; Çinliler batı toplumlarına çok fazla özeniyorlar.

Bu özentileri kılık kıyafetlerinden hal ve tavırlarına kadar gözlenebiliyor. Buradan Türkiye’deki yabancı dil kursu yöneticilerine sesleniyorum. Eğer birazcık da olsa sözlerime kulak verirlerse karlı çıkarlar. Çin sizler için artık önemli bir Pazar haline geldi…

Sözün özü şu; Diller farklı toplumlar tarafından konuşuldukça yaygın hale gelir. Dil bir zenginliktir, ama onu zengin tutmak sınırları kaldırmakla mümkün olur. Her güzel şeyde olduğu gibi; dilde de esas olan paylaşmaktır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç