Güle oynaya girdiğimiz 2020’yi, ‘ne seneydi be..’ diyerek kovmak istiyoruz. Hafızalarımıza belki de hiç anımsamak dahi istemeyeceğimiz bir yıl olarak kazıyoruz. Yeni umutlar, hayaller, beklentiler, yeniye dair her şeyin ertelendiği, hayatın stop ettiği, beklentilerin hayal dahi edilemediği bir sene oldu 2021..
Sebep? Gözle dahi görülemeyen bir virüs… Adına önceleri Korona, sonra Covid-19 dediğimiz bir salgın. Bütün dünyayı adeta dize getiren, milyonlarca bulaş ve can kaybına yol açan bir hastalık. Gribal enfeksiyon gibi başlayıp çok daha ağır şekilde ilerleyen, ilacı ve tedavisi şimdilik olmayan bir pandemi… Kişisel tek korunma yöntemi maske, mesafe ve temizlik..
Hayatımızda hiç olmayan kavramlar oluştu. Seçim günleri tek günlük sokağa çıkma yasağı bile zor gelirken, şimdilerde her hafta sonu, bayram, seyran yasaklara alıştık. Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde aylarca sokağa çıkma yasağı uygulandı, uygulanmaya devam ediyor. Sonra karantina hayatımızın normali oldu. Bütün bu zor günlerin tek güzel yanı herkes ailesi ile daha çok zaman geçirme fırsatı yakaladı..
Geçmişte de salgınlar, hastalıklar, sağlık sorunları oldu elbette lakin bu virüs hakikaten çok ağır sonuçlara neden oldu, olmaya devam ediyor. Eskilerimizin ‘yaşa gör’ dedikleri bu olsa gerek. Kim bilir daha neler göreceğiz, neler?..
Ah korona, vah korona.. Ne hallere soktun bizi korona… Derken insanoğlu azmetti ve 10 yıl sürede üretilen aşıyı 1 yılda bulup, geliştirdi.
Ve geldik 2021’e. Yeni yılda yeni umutlar, hayaller falan filan demeye hiç gerek yok. Tek bir dileğimiz var; aşı, ilaç her neyse yeni yılda bu salgını insanoğlunun gündeminden çıkarmak. Hayatı yeniden eskisi gibi yapabilmek. Korkusuzca, özgürce yaşayabilmek. Elbette zor oldu, güç oldu ama geç olmayacak…
Bundan sonra yeni yaşam ve yeni dünya modelinde geçmişten ders çıkartarak sağlık alanında yoğunlaşmalı insanoğlu. Bilim, teknoloji, sanayi, ekonomi, insan beyni hepsinin ana hedefi sağlık olmalı. Sağlıklı yıllar dilerim..