Nöbetçi Eczaneler
Bütün dünya ile birlikte mücadele verdiğimiz pandemi sürecinin en önemli olgusu ve öne çıkan unsuru üretim ve üretimin ana mekanizması nitelikli işgücünün dayanak noktası meslek liseleri ‘olmazsa olmaz’ olduklarını bir kez daha ispatlamış durumda. Aynı zamanda kendisi de meslek lisesi mezunu olan başarılı, genç iş insanı, HLS Filo Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Halis Görken ile, bu süreçte meslek liselerini konuştuk. “Meslek lisesi mezunları ara elaman değil nitelikli işgücüdür” diyen Görken, “Kalkınmış ve refah düzeyi yüksek Türkiye’nin teminatı meslek liseleridir” şeklinde konuştu.
Üretimin temel dayanak unsurlarının başında gelen ‘nitelikli işgücü’nün yetiştiği meslek liselerinin önemi, pandemi sürecinde bir kez daha ortaya çıktı. Kendisi de meslek lisesi mezunu olan başarılı, genç iş insanı, HLS Filo Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Halis Görken, üretimin temel dayanak noktası nitelikli işgücünün yetişme adresi meslek liselerinin olmazsa olmazlarımızdan olduğunun bu süreçte daha çok anlaşıldığını kaydetti. “Hiç şüphesiz ki kalkınmış ve refah düzeyini yakalamış bir Türkiye’nin geleceği, eğitimden ve bilgiyle donanmış genç nesillerin yetiştirilmesinden geçer” diyen Görken; “Gerek şahsi gerekse ticari hayatımda en önemli benimsediğim görüş her daim bu yönde olmuştur. Ve yine bilirim ki; kalkınmış ve refah düzeyini yakalamış bir Türkiye’yi inşa etmede mesleki eğitimin payı çok büyüktür” şeklinde konuştu.
Meslek liselerinin önemine ilişkin www.yerelgazete.com.tr ye çarpıcı açıklamalarda bulunan başarılı, genç iş insanı Halis Görken, şunları ifade etti: “Malumunuz dünya, özellikle Avrupa ülkeleri ve bunun etkileşimi olarak ülkemiz ciddi bir sınavdan geçiyor. Bu sınav her ne kadar sağlık ile sınanma olsa da bunun etkisi ticari, ekonomik hatta siyasi arenada ciddi boyutta görünmekte. Bir çok işletme bu sürece hazırlıksız yakalanırken, dikkatlerden kaçmayan ise meslek liselerinin bu süreçte üstlendiği sorumluluktur. Ülkemizin bir çok noktasında meslek liseleri kapalı olmasına ve eğitime online ulaşım imkanı ile devam edilmesine rağmen üretim bandında elini taşın altına koymuş, okullarını tabiri caizse birer fabrikaya, eğitmenlerini ise birer emekçi, üretken ve bir o kadar da savaşçı kimliğe büründürerek başta tüm dünyanın temin etmekte zorlandığı maske, dezenfekten, kolonya, koruyucu aparatlar, önlük ve koruyucu kıyafetler üreterek ülkemizin sağlık sektörüne ve ülke vatandaşlarına desteğini göstermiştir.
Açıkçası meslek liselerin üstlenmiş olduğu bu sorumluluğu bir meslek lisesi mezunu olarak şahsen bekliyorken, ülkemizde bir çok vatandaş bu denli özverili çalışmayı ve gayreti büyük bir hayranlıkla takip etti. Ben bekliyordum, çünkü biliyorum ki meslek lisesi olmak sadece bir tabela ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermiş olduğu müfredatı okulda uygulamak ile sınırlı değildir. Meslek liseli olmak demek gençlerin mesleki teknik eğitime yönlendirilmesi demektir. Böylelikle yetiştirilecek nitelikli işgücünün ekonomiye kazandırılması sağlanmış olmaktadır. Nitelikli mesleki teknik eğitim alınarak sanayi, bilişim ve hizmet sektörlerinde istihdam sağlanmış olmaktadır. Ve hep beraber gördük ki melek liseleri asla gemisini terk etmeyecek idari kadroları ve öğrencileri ile kara gün dostudur.
Ve nitekim Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN da Koronavirüs (Kovid-19) salgını için yapmış olduğu Bakanlar Kurulu toplantılarında bir çok kez mesleki ve teknik liselerinin üretiminden ve başarısından bahsetmiştir. Ve yine çok uzağa gitmeye gerek yok, Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK makamına geçer geçmez ifade ettiği ilk konu meslek liselerinin önemi ve atılacak adımlar olmuştu.
Geldiğimiz süreçte, yaşadıklarımıza ve meslek liselerinin yaptığı harika işlere bakacak olursak; bakanımızın aslında ne kadar da haklı olduğunu ve ne kadar da doğru adımlar attığını bir kez daha görmüş oluyoruz. Yıllarca acısını çektiğimiz ve yaşadığımız diğer lise türlerinin ardından hem madden hem de manen arka sıralara itilmiş olan bu okullar (Meslek Liseleri) şu an üretiyor. Hem de en ihtiyaç duyulan zamanda. Üniversitelerin dahi üretime katkı sunamadığı şu ortamda üretiyor!
Yetişmiş İnsan Gücü ve Ara Eleman Çözümü; Meslek ve Teknik Liseler
Hangi işi yaparsanız yapın “acemiliğini yani çıraklığını yapmadığınız işin ustası olamazsınız” der büyüklerimiz. Ne de haklılar oysa. İşte meslek liseleri bu anlamda gençlerimizin iş hayatına atılmadan önce büründükleri üretim kimliklerinin ilk ayağı yani çıraklığını tamamlamış oluyorlar. Yetişmiş insan gücü ve ara eleman ihtiyacının giderilmesinde rol model oynuyorlar.
Ülkemizde sanayi, üretim ve hizmet sektöründe ara eleman sıkıntısı ve bu sıkıntıdan dolayı şikayetler bir hayli fazla iken bu şikayetleri sonlandıracak çözüm meslek liselerinde yetişen gençlerimizdir. Bu okulların diğer dengi liselerden farkı, öğrencileri mesleki becerileri üzerine geliştirerek işletmelerin teknik ve kalifiye eleman desteğini sağlamaktır. Mesleki eğitim Avrupa ve Türkiye’de vasıflı eleman yetiştirmede en büyük rolü oynar. Meslek liselerinin genel amaçları, iş yerlerinin çeşitli alanlarda ihtiyaç duyduğu ara elemanları yetiştirmektir. Bu okullardan mezun her bir gencimiz geleceğe yön verecek değerli bir yetenek olduğu aşikardır ve böylesine bir yetenek fabrikası durumunda olan meslek liseleri eminim ki bu süreçten sonra çok daha değer görecek ve gerek hükümetimizce, gerek milletimizce ve gerekse de gençlerimiz tarafından el üstünde tutulacaktır. Bilinmelidir ki her bir meslek lisesi iyi bir iş hayatının ilk safhası ve imkanı en geniş çalışma sahasıdır.
Türkiye’deki eğitim sistemi içinde diğer eğitim türlerine göre daha yüksek yatırımlar yapılarak kurulan mesleki ve teknik eğitim okulları önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, eğitimin niteliği ve kalitesi bakımından bu kurumlar, hak ettiği önemde göz önüne alındıkları söylenemez. Bu kurumların geliştirilmesi hem bu öğrencilerin iyi yetişmesi hem ülkemizin kalkınması bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu bakımdan bu alanda yapılabilecek her çalışma kayda değer olacaktır. Mesleki alan öğretmenlerinin yetkinliklerini artırmak ve yenilikçi sistemler ve uygulamaları öğrenmelerinde motive etmek için geliştirilecek her bir proje ve devlet desteği önemli katkı sağlama potansiyeli taşımaktadır.
Kısacası genç nüfusumuzu avantaj ya da dezavantaj olarak görebilmemiz tümüyle bu nüfusun eğitimli olup olamamasına bağlıdır. Diğer yandan her gencin üniversite eğitimi alması her şeyden önce gerçekçi değildir. Batılı ülkelerde de bu böyledir. Üniversite mezunlarına da meslek lisesi mezunlarına da bu toplumun çok ihtiyacı vardır!
“Bir yıllık refah istiyorsan tohum ek, On yıllık refah istiyorsan, ağaç dik, Yüz yıllık refah istiyorsan, insan yetiştir” anlayışıyla Teknik ve Mesleki Eğitim okulları ele alınmalıdır. Endüstride üretim ve hizmet alanında görev yapacak öğrencilerimizin sadece üretime yönelik sorumluluklarını yerine getirmeleri yeterli görülmemektedir. Çok yönlü çalışabilmesi, bilgi beceri seviyelerinin yükseltilmesi son derece önem taşımaktadır. Sürekli tekrarlanacak işlem; eğitim – eğitim – eğitim. Eğitim, yeni yetenekler kazandırırken, davranış tarzının gelişimini de sağlar, ayrıca her kademedeki kişilerin işleri daha iyi yapmalarını sağlar. Unutulmamalı ki eğitimin amacı; çalışanların beceri ve deneyimlerini artırmak ve problem çözme yeteneklerini artırmaktır.
Ahilik geleneğimizin gelecek nesillere aktarıcısı Meslek Liselilerdir. Arapça “kardeşim” mânasındaki ahî kelimesinden gelen ve ticarette, üretimde, esnaflıkta kardeşlik duygularını pekiştiren ahilik geleneğimizi gelecek kuşaklara aktarımı oldukça önemlidir. Özellikle dünyada tüm hızıyla yok olan esnaflık ahlakının en çok arandığı bu dönemde ahilik duyguları çok fazlası ile aranır olmaktadır. İşte bu anlamda ahilik geleneğimizin gelecek nesillere aktarıcısı olarak her daim meslek lisesi mezunu gençlerimizi görmekteyim. Çünkü onlar üretene ve rekabete saygı ile eğitilmektedirler.
Tekrardan zor günümüzde yanımızda olan Meslek Liselerine teşekkürü bir borç biliyor ve yöneticilerinden, öğretmenlerine; öğrencilerinden her türlü çalışanına kadar hepsine ayrı ayrı bir meslek lisesi mezunu olarak teşekkür ediyorum.”