Nöbetçi Eczaneler
Tam da seçimler geride kaldı, önümüzde rahat bir süreç var… Memleket ekonomiye, işsizliğe, dış politikaya odaklanır ve kalıcı çözüm yolları bulur diye umutla beklerken… Hopadanak, nur topu gibi yeni bir sorunumuz daha patladı gitti… Hem de ne mesele…
Boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz misali. Bir yandan Kanal İstanbul projesini yapacağım diye tutturan iktidar, diğer yanda, ‘yapılması felaket olur’ diyerek karşı çıkan İstanbul büyükşehir belediyesi…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kanala neden karşı durduğunu bilimsel veriler ışığında 15 maddeyle kamuoyu önüne çıkıp anlattı.
Ülkenin enerjisini ekonomiye, işsizliğe ve teröre harcaması gerektiğini kaydeden İmamoğlu, özetle bu projenin bir felaket hatta cinayet olacağını iddia etti.
Bir gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanalın neden yapılması gerektiğini ekranlarda bir bir sıraladı ve projeyle ülkeye ekonomik yük değil, yarar sağlanacağını dile getirdi.
Tartışma her geçen gün alevleniyor da alevleniyor… İktidar ve muhalefet arasındaki karşılıklı atışmalar, restleşmeye doğru gidiyor. Böyle devam ederse kayıkçı kavgası misali hiç olmadık sonuçlar çıkabilir. Burdan kimse siyasi rant hesapları yapmamalı.
Onca derdimizin arasında memleketi bir de kanal için germenin kimseye faydası olmaz. Peki İstanbullu ne düşünüyor, proje hakkında ne biliyor ve bu projeyi istiyor mu?.. Sorun büyük, soru gayet küçük ve basit.
Bir Pazar günü 39 ilçeye yüzlerce sandığı koyarsınız, vatandaş gider kararını bildirir.
Belki bu mesele, bundan sonra yaşanması muhtemel bu tür konular için halkın kendi kararını vermesi için örnek teşkil eder ve sandık demokrasisi yerinden yönetim modeline ön ayak olur. Referandumlar niye var? Böyle günlerde işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak…
Acısıyla tatlısıyla koca bir yılı bitirirken; yeni yılda sağlık, huzur ve bolca mutluluk dilerim…
